CEO ve Lider Networking Röportajları - Murat Mediçeler - VMware Türkiye Ülke Direktörü.

CEO ve Lider Networking Röportajları - Murat Mediçeler - VMware Türkiye Ülke Direktörü

Şirketlerin dijital dönüşümünü bilişim, bulut, dijital çalışma ortamı, ağ iletişimi ve güvenliği yazılımları ve globalde 20 bin kişilik ekibiyle destekleyen VMware Türkiye Ülke Direktörü Murat Mediçeler röportajında hangi sorulara değerli yanıtlar bulacaksınız:

Yeni normalde networking nasıl olacak?

Kurum içi networking neden önemli? Nelere dikkat etmek gerekiyor?

Paylaşmanın kaldıraç etkisi nedir?

LinkedIn bir "networking gazetesi" olarak nasıl kullanılabilir?

Yüksek iş temposuna rağmen bir lider sosyal ilişkilerine nasıl zaman ayırıyor?

Networking etkisi ile CV hazırlamadan bir kariyer yolculuğu mümkün mü?

Kariyerine yeni başlayanlar ve genç profesyoneller networking için ne yapmalılar?

 

Ertuğrul Belen: Network kavramının hayatınızdaki yeri nedir? Hem iş hem de özel hayatınızda bu kavrama nasıl bir bakış açınız var?

Murat Mediçeler: Geçen gün dinlediğim bir konuşmada, arada benim de kullandığım çok hoşuma giden bir söz yine karşıma çıktı: ‘Aslında bir insanın kim olduğunu etrafındaki insanlar belirliyor.’ Eski bir tabir de var bu konuda; arkadaş arkadaşın aynasıdır. Yani bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. 

Bu gibi ifadelerin networkün altyapısını oluşturduğunu düşünüyorum. Samimi ve içten ilişki kurmak çok önemli. Samimiyete dayalı bir networking hem uzun süreli, hem de daha faydalı oluyor. Networking kavramı iş hayatında belki bir adım daha öne çıkıyor ama özel hayatta da çok önemli bir yeri var. 

İlişkiyi geliştirmek, canlı tutabilmek, derinleştirebilmek için nasıl arkadaşlarınıza zaman ayırıyorsanız, aynı şey evde, ailenizde ve daha geniş akraba çevresinde de geçerli. Doğru ve keyif aldığınız kişilerle o sohbeti sürdürmek, derinleştirmek her zaman size çok şey katıyor. Mesela bu röportaj bile bizim açımızdan bir networking. Ben sizi daha yakından tanıyorum, siz de beni daha yakından tanıyorsunuz.

Ertuğrul Belen: İlham alacağınız, birbirinize katma değer sağlayacağınıza inandığınız kişilerle tanışma hedefi koyma konusunda ne düşünüyorsunuz? 

Murat Mediçeler: Bence bu şekilde bir hedef koymak çok verimli bir yöntem. Eğer bir şeyler planlamak, bir yere doğru yürümek, ilerlemek istiyorsanız, orada mutlaka size destek olacak, sizi tanıyacak, yaptığınız işi bilecek, kendinizi anlatabileceğiniz kişilere ihtiyacınız var. Yani bir networke ihtiyacınız var. Bunu hedefleyerek yapmakta bir sakınca olmadığını düşünüyorum.

Ertuğrul Belen: Dijital dönüşümün merkezinde çalışmalar yapıyorsunuz. Yeni normalde Networking sizce nasıl olacak?

Murat Mediçeler: Yeni normal süreci için VMware’den örnek verebilirim. Bizim için yeni normal aslında bir süredir başlamıştı. Global bir firma olduğumuz için bir süredir Zoom’u günde en az üç defa sesli görüşmelerde kullanıyorduk. Yeni normal, görüntülü görüşmeleri beraberinde getirdi. 

Networking tarafında ise örneğin ben ofiste bulunmayı, arkadaşlarımla beraber müşteri ziyareti yapmayı, zaman geçirmeyi, yemeğe gitmeyi çok seven biriyim. Bu paylaşımlardan besleniyorum. Fakat bu dönemde onu yapabilmek pek mümkün değil. Biz de yeni normal olarak planlı bir şekilde birebir toplantıların sıklığını artırdık. Evden çalışmaya başlayalı üç ayı geçti. Bu durumun insanların hoşuna gitmeye başladığını gözlemliyorum. Geçenlerde bir kurum yöneticisi ile Zoom üzerinden bir araya geldik, önce iş konuştuk, sonra ev, çocuklar diye akıp gitti sohbetimiz. Yeni normalde bunları daha çok yaşayacağımızı düşünüyorum. 

Toplantılarda karşılıklı kahve içilir, yemek yenir. Artık belki video konferans yaptığımız kişiye kahveyi biz göndereceğiz ya da yemek ağlarıyla bu tip jestler yapacağız. Aynı zamanda trafik İstanbul’da herkesi çok yoran bir durumdu. Yeni dönem trafiği bertaraf etti ve bu da insanların hoşuna gitti. 

Ertuğrul Belen: Pozitif yaklaşımınız çok değerli. Çünkü aslında yeni normale baktığımız zaman riskler daha çok konuşuluyor. Sanıyorum bu noktada zihin yapısı da önem taşıyor...

Murat Mediçeler: Ben daha kısa, net, sonuç odaklı toplantılar yapmayı tercih ederim. Genellikle birçok toplantıyı, hatta iş görüşmelerini bile yarım saatte yapıyorum. O yarım saatin hedefi de daha çok o kişinin kişilik özelliklerini ve ekibe uyum sağlayıp sağlamayacağını ölçmek içindir.

Ertuğrul Belen: Sosyal ağlarda networking hakkında ne düşünüyorsunuz?

Murat Mediçeler: Linkedln, kullanmayı sevdiğim ve günlük zaman geçirdiğim bir yer. Ne yaptığımızı gösterebildiğimiz bir mecra. Aynı zamanda LinkedIn sayesinde, müşteriler ve rakipler ne yapıyor, neye önem veriyor, kişiler açısından neler önemli gibi verilere ulaşılabiliyor. 

İyi kullanırsanız güzel detayları yakalayabiliyorsunuz. Örneğin ilk defa tanışacağım birinin Linkedln profiline genellikle bakarım. Nereden mezun olmuş, ne yapmış, nerelerde çalışmış incelerim. Çünkü belki oradan ortak bir nokta yakalayacağız. Linkedln için aynı zamanda paylaşımlar da yapmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yani sadece takip etmek değil, nelere önem verdiğinizi, nelere odaklandığınızı paylaşmalı, kendinizi de anlatmalısınız.

Ertuğrul Belen: Kariyerinizde networking nasıl etkili oldu?

Murat Mediçeler: Networking'in hayatımda hep etkisi oldu, hatta tüm kariyerimi networking'e borçluyum desem abartmış olmam. Askerden döndükten sonra bir yıl bir satış görevinde bulundum. O dönem Linkedln gibi sosyal ağlar yoktu. Gazete ilanından işe girmiştim. Emin Hitay, Alphan Manas, Mehmet Nalbantoğlu beni sevdiler ve yaş olarak küçük olmama rağmen teknik müdür olarak göreve başlattılar. 

Aradan bir yıl geçtikten sonra, 25 yaşında Teknoser’in genel müdürü oldum. Dört yıl çalıştıktan sonra Teknoser’in kardeş şirketinde çalışan bir arkadaşım beni Sentim’e önerdi. Orada altı yıl çalıştım. Sentim’de beraber çalıştığımız Dell’in ülke müdürü beni Dell’e önerdi. Dell’de sekiz yıl çalıştım. Dell’den tanıdığım bir arkadaşım ise beni VMware’e önerdi. Yani 24 yıllık iş hayatımın tamamı network ile gelişti. 

Kurum içi networklerim sayesinde pozisyon değişikliklerim oldu, başka pozisyonlara önerilerek, geçiş de yaptım. Burada kilit bir nokta var. Bana bu şekilde teklifler gediği zaman ‘bunu yapabilir miyim?’ diye düşünmedim. ‘Evet’ demeyi, her zaman için ‘acaba mı?’ demeye tercih ettim. Bu da aslında geçmiş 24 yılın, yöneticilik hayatımın bir özeti diyebiliriz.

Ertuğrul Belen: Sosyal çevrenize zaman ayırabiliyor musunuz? 

Murat Mediçeler: Günlük hayatta öyle bir koşturmaca var ki zaman ayırmak gerçekten zor olabiliyor. Hıncal Uluç’un bir köşe yazısında okuduğum bir cümle hep aklımda kaldı: “Önemli olan zaman değil aslında öncelikler”. Siz ne kadar öncelik veriyorsunuz bir insana... 

Bizim İTÜ mezunu arkadaşlardan bir tanesi bir Telco şirketinde yönetici. Arada beraber iş yapmaya çalışıyoruz. Yoğunluğumuz nedeniyle geçenlerde sabah yedi buçukta kahvaltıda buluştuk. Yani networkü sadece kurmak değil, korumak için de zamandan da fedakarlık etmek gerekiyor.

Yoğunluğunu bildiğim ama muhabbetini de sevdiğim ve görüşmeye çalıştığım bazı arkadaşlarım var. Beklemediğim bir anda bir telefon geliyor ‘Murat nasılsın?’ diye. O beni acayip mutlu ediyor. O zaman diyorum ki bu güzel bir duygu ve bunu ben de yaşatmalıyım etrafıma. Ayda bir de olsa düzenli görüştüğüm bir arkadaşım var. 20 yıllık bir dostum var üç ayda bir kahvaltı yaparız.

Ertuğrul Belen: VMware gibi 20 binin üzerinde çalışanı olan global bir şirkette diğer ülke liderleriyle olan networkü nasıl sağlıyorsunuz?  

Murat Mediçeler: VMware, insana çok değer veren bir firma. Birçok yazılım firması böyle ama VMware’de çalışanların çoğu oldukça tecrübeli kişiler ve Global CEO’muz da dahil olmak üzere, ‘bugüne kadar çalıştığım en iyi, en rahat ettiğim şirket’ diyor. Herkes birbirine gülümser. Çok ciddi bir networking var. Birbirinden öğrenmeye, birbirinin işini kolaylaştırmaya, rahatlatmaya çalışan bir ekip kültürü var. 

Burada da önce kimi tanıdığınız, kiminle ne kadar iletişimde olduğunuz ve o etkileşimi sürdürüyor olmanız değer yaratıyor. Şu an mesela globalin başında Jean Pierre var. Bütün satıştan sorumlu CFO’dan sonra yetkili kişilerden biri Amerika'da. Kendisi daha önce South EMEA dediğimiz Paris, İspanya, İtalya ve bizim bölgeyi yönetiyordu. Onunla kişisel sohbetim, dostluğum oluşmuştu. Şimdi bir şey olduğunda destek isteyebileceğim, fikrini sorabileceğim biri. Benim müdürümle aram her zaman iyiydi ama müdürümün müdürüyle de yani South EMEA’ya bakan kişiyle de aram iyidir. Bu benim içimden gelen bir şey ve bence paylaşımla oluşuyor.  

Ertuğrul Belen: En önemli püf nokta, sizce nedir?

Murat Mediçeler: Bence burada anahtar kelime, paylaşmak! Mesela VMware’e ilk başladığım zaman, satışla ilgili konularda finansı da cc’de tutuyordum. Dolayısıyla kendilerini olaya dahil olmuş hissettiklerini söylüyorlardı. Bu işe ilk geldiğimde yaptığım ilk şey haftalık toplantılara bütün ekip olarak katılmaya başlamak oldu. Herkes orada konuşsun, işler çözülsün istedim. Örneğin bir yerde güzel bir proje kapattık. O projenin alt kırılımında küçük küçük bir sürü başarı hikayesi var. Bunları paylaşıp, projeye globalde ve bölgede dahil olan ekiplere teşekkür ettiğiniz zaman insanlar kendini o başarının bir parçası olarak hissediyor. 

Çünkü şirketlerde özellikle ortak hizmet merkezi fonksiyonlarının kendini çok ön planda göstermesi mümkün olmuyor. Satış ön planda ve vitrinde. Ama siz satışı yaparken ve o işi yönetirken fonksiyonların katkısını unutmaz, onları da ödüllendirirseniz, o başarıyı paylaşırsanız bu insanların hoşuna gidiyor. Bir sonraki sefer bir şey istediğiniz zaman etrafınızda, fonksiyonlarda, bölgede, globalde sizi destekleyen bir network varsa her işiniz daha kolay oluyor ve başarıya daha rahat ulaşıyorsunuz.

Ertuğrul Belen: Satışlara ve rakamlara daha uzak kalan ekipleri bir şekilde bilinçli olarak  büyük resme ve kurum içi networke dahil etmek önemli bir liderlik bakış acısı diyebilir miyiz?

Murat Mediçeler: Kesinlikle. Satış ile finanstaki veya operasyondaki arkadaşlar arasında iletişim kopukluğu olabiliyor. İki taraf birbirini anlayamıyor, birbirine kızabiliyor. Halbuki onları bir araya getirdiğinizde hepsi ortak bir yere bakmaya başlıyor. Ortak yer neresi? Müşteri memnuniyeti, firmanın başarısı ve çalışan memnuniyeti. Bu iletişim kurulduğu zaman bunların üçü de sağlanmış oluyor. Bence bu çok önemli bir şey.

Ertuğrul Belen: Siz tam bir "know-how" şirketisiniz ve çok hızlı bir değişimin içindesiniz. Bilgiler hızlı değişiyor ve hızlı güncellemeniz lazım. Burada nasıl bir network haritanız var? Birbirinizi nasıl kolay bulup hemen iş birliği yapıyorsunuz?

Murat Mediçeler: Bir defa herkesin birbirini gördüğü "corporate directory" dediğimiz küçük bir Linkedln gibi kendi iç yapımız var. Orada kim kiminle ne yapıyor görülebiliyor. 

Bir sürü yeni teknoloji geliyor, bir sürü yeni ürünler katılıyor, yeni firma satın almaları yapılıyor. Bunları genelde "Kick-off" toplantılarında daha önce bir araya gelerek yapıyorduk ancak son yaptığımızı sanal ortamda gerçekleştirdik. 

Kick-off toplantılarında ekipler birbirlerini tanıyorlar, başarı hikayeleri anlatılıyor ve mutlaka bunlar bir yerde saklanıyor. Girdiğiniz zaman kim, nerede, ne başarmış görebiliyorsunuz. Ne tip sonuçlar alınmış, ne tip sorunlar çözülmüş, bunları kim yapmış detaylı bir şekilde buluyorsunuz. Buradaki satış yöneticisi arkadaş, İngiltere’de de olabilir, Afrika’da da, herhangi bir satış yöneticisi arkadaşı aradığı zaman bu kişi ona ‘ben burada takılmıştım, böyle çözdüm’ diye seve seve detaylı anlatabiliyor. Bu da bence o süreci çok rahatlatan, iyileştiren bir durum.

Ertuğrul Belen: Çok değerli bir deneyiminiz ve networking kariyer yolculuğunuz var. Kariyerinin başında olan gençlere ne önerirsiniz?

Murat Mediçeler: Çok teşekkürler. Son dört beş yıldır İTÜ Mezunları Derneği'nin kurduğu Mentorluk Programında yer alıyorum. Öğrencilere mentorluk yapıyoruz, her yıl üç öğrenciyle ayda bir buçuk saat bir araya geliyor ve tecrübelerimizi paylaşıyoruz. Onların kariyer yolculuklarında neler yapmaları gerektiğini paylaşıyoruz. Benim orada genelde söylediğim birkaç şey var. Bir tanesi kendine güvenmek. Diyelim ki karşıma birisi iş görüşmesi için geldi. Karşımdaki kişi kendini tanıyor ve kendine güveniyor mu, önce buna bakıyorum. Eğer kendine güvenmiyorsa, ben nasıl güveneceğim o işi yapmak için? Öyle değil mi? 

Ertuğrul Belen: Çok doğru.

Murat Mediçeler: Tabii ki kendine güveni oluşturmak için de kendine yatırım yapması lazım. Mesela ben üniversiteden itibaren çalışmaya çok inanan biri oldum. Hangi iş olduğu önemli değil; tezgahtarlık da olabilir, bir yazılım firmasında yarı zamanlı kod geliştirmek de. Ne yapabiliyorsa, bilgisi neye el veriyorsa yapmalı. 

Üniversite birinci sınıftan itibaren lise öğrencilerine özel ders vermiştim. Bunun bana çok şey kattığını düşünüyorum. En başta kendi paranız oluyor ve parayı nasıl harcayacağınızı planlamaya başlıyorsunuz. Yani ekonominizi yönetiyorsunuz. 

İkinci önemli konu ise insan biriktirmek. Yine networking'e bağlayarak cevap vermek gerekirse; ne kadar çok insan biriktirirseniz o insanlar sizi farklı yerlere taşıyor. Bazen hiç ummadığımız bir insan bile hayatımızı değiştirebiliyor. 

 

Murat Mediçeler Hakkında:

Murat Mediçeler Dell, Sentim ve Teknoser’in de aralarında bulunduğu şirketlerde satış ve hizmet alanlarında çeşitli üst düzey yöneticilik görevlerinde bulundu. Haziran 2006’da Gelişmekte Olan Bölgeler Servis Müdürü olarak Dell’e katılan Mediçeler; Türkiye, İsrail, Romanya, Macaristan, Ukrayna ve Bulgaristan’da Dell markalı servis ağını kurdu. Ağustos 2010’da Dell Türkiye Genel Müdürlüğü’ne atandı. 

Mediçeler’in Genel Müdürlüğü döneminde Dell’in Türkiye’deki iş hacmi 3 yılda 3 kat büyüdü. Aralık 2013’te VMware Türkiye Ülke Müdürü görevini üstlenen Mediçeler, BT sektöründeki yerel ve uluslararası tecrübesiyle VMware’in bölgedeki iş stratejisini yönetmek, şirketin Türkiye’deki faaliyetlerini güçlendirmek ve şirketlerin buluta yolculuklarını hızlandırmak için çalışmalar yürütmektedir. 

Murat Mediçeler, İstanbul Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü’nden mezundur.